Etleri, balıkları, sebzeleri, hamurişlerini ve tatlıları sızma zeytinyağı ve halis tereyağı kullanarak olabilecek en lezzetli biçimde pişirmek ve düzgünce sunmak… Bunlar için en iyi malzemeleri yurdun dört yanından bulup getirmek, nezih bir restoran ortamında, çok da uçuk fiyatlar koymadan servis etmek… Öyle herkesin de ayılıp bayılmadığı kelle, beyin, dil, uykuluk gibi sakatatları menünün başköşesine oturtup risk almak… Şarap fiyatlarını da olabildiğince uygun tutarak, restoranını orta sınıf için erişilir kılmak… Ve bütün bunları, meslekten bir şef olmadığı halde, kuyumculuk ve tekstil sektörlerinde geçen uzun yılların ardından aşçı önlüğünü 56 yaşında giyerek yapmak…

Kulağa mucize gibi gelen bu saydıklarımın hepsini başaran kişi, İstanbul’un Kadıköy yakasında, Caddebostan’daki Nazende Cadde adlı restoranın kurucusu Uluç Sakarya. Tüm bunlara rağmen de oldukça alçakgönüllü; kendini öne çıkarmayı, medyada yer almayı sevmiyor, işine bakıyor. Sınırlı bir çevrede tanınsa da bu ona yetiyor, nitekim restoranında 1.5-2 aydan önce yer bulunmuyor, rezervasyon isteyenler bekleme listesine yazılıyor.

Uluç Şef’in bir özelliği de, “protein tutkunu” olması. Sebzeli yemekler ve mezeler de yapsa bile, asıl aşkı etlere, balıklara ve sakatatlara. O yüzden de Pazar günlerini bunlara ayırıyor, o haftanın en iyi ve taze malzemelerinden bir “Gurman” (yani obur!) menüsü hazırlıyor. Zaten restoranında sabit bir menü yok, menü her gün el yazısıyla yenileniyor.

“Yemekten anlayanı ve seveni ben de sever ve baştâcı ederim” diyen Uluç Sakarya, restoranının tüm doluluğuna ve sınırlı kapasitesine rağmen bir Pazar akşamını (28 Ocak Pazar’ı) Gusto Kulüp Yemeği’mize ayırdı. Sanırım, gastronomi dünyamızın önderi Tuğrul Şavkay’ın “Deli deliden, imam ölüden hoşlanır” düsturu bir kez daha gerçek oldu.

20 yıldır İstanbul’un en saygın mekânlarında onlarcasını düzenlediğimiz Gusto Kulüp Yemekleri’nin ilk kez bir Pazar akşamı yapılacak bu yenisinde neler mi sunulacak? Doğrusu sürpriz… Uluç Sakarya “Karadan, havadan ve denizden gideceğim” tüyosuyla etlere, ördek gibi kanatlılara, balık ve deniz ürünlerine atıfta bulunuyor. “Menünün tamamını ancak o sabah belirleyebilirim. Ama bana güvenin, sizi çok mutlu kılacağıma, en iyi şekilde doyuracağıma inanın” diye de ekliyor. Ben de buna kefil oluyor ve bir fikir sahibi olunması için Uluç Şef’in son haftalardaki gurman menülerinden birini duyuruyorum:

Taze Bahçe Salatası
Beyin Söğüş
Dana Dil Söğüş
Tereyağlı Yaprak Ciğer
Uykuluk Şiş
Böbrek Şiş
Kuzu Kelle Tandır
Gökçeada Kuzu Böbrek ve “Billûr” Sote
Atom Kokoreç Mangal
İzmir Kokoreç Mangal
Nohutlu işkembe yahnisi
İlikli Dana Paça Kuzu Kelle Çorba
Terbiyeli Kuzu Küşleme
Nazende Soslu Köfte 

Bir başka günün menüsünde ise Kalamar Tava, Kalamar Izgara, Kalkan Tava, Torik Tuzlama ve Mavi Kuyruk Karides Söğüş, Tereyağlı Mavi Kuyruk Karides, Düve Döş Kavurma, İç Pilavlı Kuzu İncik ve Kaburga Etinden Lahmacun yer alıyor. Kısacası, insanın kendisini şefe teslim etmesi -ve o gün öğle yemeğini pas geçerek midesinde bunlara yer bırakması-  “menfaati icabı”…

Kulağa kaba gelen ama çok ustaca pişirildiği için insana ağırlık vermeden zevkle tadılıp hazmedilen bu yemeklerin yanında da, “rüstik” şaraplara ihtiyaç olduğu ortada… Gusto Kulüp Yemeği’nde bu şaraplar ise, ilk rekoltesinden bu yana sadece 15 yıl geçtiği halde İngiltere’nin saygın şarap dergisi Drinks Business tarafından “En iyi Cabernet Sauvignon üreticisi” seçilen, madalyalarının sayısını şimdiden unutan Chamlija Şarapları’ndan sunulacak. Elbette, bu etkileyici serüvenin kahramanı Mustafa Çamlıca da aramızda olacak ve şaraplarının öyküsünü paylaşacak.

Kuşkusuz tüm Gusto Kulüp Yemekleri’nin vazgeçilmezi olan aperitif ve dijestif ikramları da ihmal edilmeyecek. Konuklar gelir gelmez, hoşgeldiniz içkisi olarak ülkemize çok yeni gelen, pek tanımadığımız Kanada viskilerinin en iyilerinden biri, final dinlenmesini eski rom fıçılarında geçirmiş 10 yıllık Pike Creek sunulacak. Kanada viskileri hafiflikleri ve aperitif içime uygunluklarıyla ünlü, o yüzden bu viski bir iştah açıcı olarak yudumlanacak, dileyenler içine -az da olsa- buz da koyacak.

Yemekte ise kendimizi tam bir bir lezzet bombardımanına bırakacağız.

Ancak bu aşamada da, gelecek tabaklarla birlikte Chamlija’nın en iddialı şaraplarından bir paleti tadacağız.

Chamlija Sauvignon Blanc 2023
Chamlija Karasevda Papaskarası 2020
Chamlija Felix Culpa Pinot Noir 2020
Chamlija Istranca Gelini 2020
Chamlija Nev’i Şahsına Münhasır 2019 

şarapları, Mustafa Bey’in coşkulu anlatımlarıyla birbiri ardına damaklarımızı taçlandıracak.

Yemekleri çok iyi birçok restoranda tatlılar biraz zayıftır. Nazende de ise öyle değil… Uluç Şef çoğumuzun bir çocukluk anısı olan, belki yıllardır yemediğimiz basit görünen pastane tatlısı Supangle’yi Belçika çikolatası kullanarak öyle bir yapıyor ki, parmakları yedirtiyor… Tabii dileyen restoranın taş fırınında pişerken kenarı hafifçe ateş görüp karamelize olmuş kaymaklı ayva tatlısını, dileyen de Gaziantep’ten, ünlü bir baklavacıdan günlük gelen mis gibi sadeyağlı burma kadayıfı tadabilecek.

Bu tip yemeklerin finalleri biraz zordur… Çünkü böyle büyük lezzet patlamalarının ardından, “vitesi” birden düşüremezsiniz. Narin ve zarif bir konyak, bu ağırlığın altında ezilebilir. Dolayısıyla “çivi çiviyi söker” prensibi doğrultusunda, hazmettirici içkiyi de ağırca ve tok içimli bir kategoriden seçmelisiniz.

Biz de öyle yapacak, kahveler höpürdetildikten sonra konuklara Türkiye’ye bu ay gelen seçkin bir Karayip romunu, Bumbu’yu sunacağız. Romlarının kalitesiyle ünlü Barbados adasından gelen meşe fıçılarda yıllanmış bu esmer rom, maruz kalacağımız lezzet fırtınasını bastıracak, gecenin sonunda damağımızda güzel bir tad bırakacak.

28 Ocak 2024 Pazar akşamı 18.30’da restoranda birer aperitif ikramıyla başlayacak yemeğimizin kontenjanı sadece 40 kişi ile sınırlı. Rezervasyon 0212 237 01 12 – 237 01 17 ya da 0545 353 96 70 no’lu telefonlardan yaptırılabilecek, kişi başı katılım bedeli ise 4.000 TL olacak.

Yine bir Gusto Kulüp Yemeği’nde, lezzetli aperitif ve dijestiflerin, enfes yemeklerin, güzel içkilerin tadlarını birlikte çıkarmak, en önemlisi de özgün bir mekânda, uygar insanlarla uygar bir ortamın keyfine birlikte varmak dileğiyle…

Mehmet Yalçın


Nazende Cadde
Sembol apt. No: 13/A
Caddebostan Plaj Yolu Sk.
Caddebostan / İstanbul
Tel: 0533 617 02 68

Etleri, balıkları, sebzeleri, hamurişlerini ve tatlıları sızma zeytinyağı ve halis tereyağı kullanarak olabilecek en lezzetli biçimde pişirmek ve düzgünce sunmak… Bunlar için en iyi malzemeleri yurdun dört yanından bulup getirmek, nezih bir restoran ortamında, çok da uçuk fiyatlar koymadan servis etmek… Öyle herkesin de ayılıp bayılmadığı kelle, beyin, dil, uykuluk gibi sakatatları menünün başköşesine oturtup risk almak… Şarap fiyatlarını da olabildiğince uygun tutarak, restoranını orta sınıf için erişilir kılmak… Ve bütün bunları, meslekten bir şef olmadığı halde, kuyumculuk ve tekstil sektörlerinde geçen uzun yılların ardından aşçı önlüğünü 56 yaşında giyerek yapmak…

Kulağa mucize gibi gelen bu saydıklarımın hepsini başaran kişi, İstanbul’un Kadıköy yakasında, Caddebostan’daki Nazende Cadde adlı restoranın kurucusu Uluç Sakarya. Tüm bunlara rağmen de oldukça alçakgönüllü; kendini öne çıkarmayı, medyada yer almayı sevmiyor, işine bakıyor. Sınırlı bir çevrede tanınsa da bu ona yetiyor, nitekim restoranında 1.5-2 aydan önce yer bulunmuyor, rezervasyon isteyenler bekleme listesine yazılıyor.

Uluç Şef’in bir özelliği de, “protein tutkunu” olması. Sebzeli yemekler ve mezeler de yapsa bile, asıl aşkı etlere, balıklara ve sakatatlara. O yüzden de Pazar günlerini bunlara ayırıyor, o haftanın en iyi ve taze malzemelerinden bir “Gurman” (yani obur!) menüsü hazırlıyor. Zaten restoranında sabit bir menü yok, menü her gün el yazısıyla yenileniyor.

“Yemekten anlayanı ve seveni ben de sever ve baştâcı ederim” diyen Uluç Sakarya, restoranının tüm doluluğuna ve sınırlı kapasitesine rağmen bir Pazar akşamını (28 Ocak Pazar’ı) Gusto Kulüp Yemeği’mize ayırdı. Sanırım, gastronomi dünyamızın önderi Tuğrul Şavkay’ın “Deli deliden, imam ölüden hoşlanır” düsturu bir kez daha gerçek oldu.

20 yıldır İstanbul’un en saygın mekânlarında onlarcasını düzenlediğimiz Gusto Kulüp Yemekleri’nin ilk kez bir Pazar akşamı yapılacak bu yenisinde neler mi sunulacak? Doğrusu sürpriz… Uluç Sakarya “Karadan, havadan ve denizden gideceğim” tüyosuyla etlere, ördek gibi kanatlılara, balık ve deniz ürünlerine atıfta bulunuyor. “Menünün tamamını ancak o sabah belirleyebilirim. Ama bana güvenin, sizi çok mutlu kılacağıma, en iyi şekilde doyuracağıma inanın” diye de ekliyor. Ben de buna kefil oluyor ve bir fikir sahibi olunması için Uluç Şef’in son haftalardaki gurman menülerinden birini duyuruyorum:

Taze Bahçe Salatası
Beyin Söğüş
Dana Dil Söğüş
Tereyağlı Yaprak Ciğer
Uykuluk Şiş
Böbrek Şiş
Kuzu Kelle Tandır
Gökçeada Kuzu Böbrek ve “Billûr” Sote
Atom Kokoreç Mangal
İzmir Kokoreç Mangal
Nohutlu işkembe yahnisi
İlikli Dana Paça Kuzu Kelle Çorba
Terbiyeli Kuzu Küşleme
Nazende Soslu Köfte 

Bir başka günün menüsünde ise Kalamar Tava, Kalamar Izgara, Kalkan Tava, Torik Tuzlama ve Mavi Kuyruk Karides Söğüş, Tereyağlı Mavi Kuyruk Karides, Düve Döş Kavurma, İç Pilavlı Kuzu İncik ve Kaburga Etinden Lahmacun yer alıyor. Kısacası, insanın kendisini şefe teslim etmesi -ve o gün öğle yemeğini pas geçerek midesinde bunlara yer bırakması-  “menfaati icabı”…

Kulağa kaba gelen ama çok ustaca pişirildiği için insana ağırlık vermeden zevkle tadılıp hazmedilen bu yemeklerin yanında da, “rüstik” şaraplara ihtiyaç olduğu ortada… Gusto Kulüp Yemeği’nde bu şaraplar ise, ilk rekoltesinden bu yana sadece 15 yıl geçtiği halde İngiltere’nin saygın şarap dergisi Drinks Business tarafından “En iyi Cabernet Sauvignon üreticisi” seçilen, madalyalarının sayısını şimdiden unutan Chamlija Şarapları’ndan sunulacak. Elbette, bu etkileyici serüvenin kahramanı Mustafa Çamlıca da aramızda olacak ve şaraplarının öyküsünü paylaşacak.

Kuşkusuz tüm Gusto Kulüp Yemekleri’nin vazgeçilmezi olan aperitif ve dijestif ikramları da ihmal edilmeyecek. Konuklar gelir gelmez, hoşgeldiniz içkisi olarak ülkemize çok yeni gelen, pek tanımadığımız Kanada viskilerinin en iyilerinden biri, final dinlenmesini eski rom fıçılarında geçirmiş 10 yıllık Pike Creek sunulacak. Kanada viskileri hafiflikleri ve aperitif içime uygunluklarıyla ünlü, o yüzden bu viski bir iştah açıcı olarak yudumlanacak, dileyenler içine -az da olsa- buz da koyacak.

Yemekte ise kendimizi tam bir bir lezzet bombardımanına bırakacağız.

Ancak bu aşamada da, gelecek tabaklarla birlikte Chamlija’nın en iddialı şaraplarından bir paleti tadacağız.

Chamlija Sauvignon Blanc 2023
Chamlija Karasevda Papaskarası 2020
Chamlija Felix Culpa Pinot Noir 2020
Chamlija Istranca Gelini 2020
Chamlija Nev’i Şahsına Münhasır 2019 

şarapları, Mustafa Bey’in coşkulu anlatımlarıyla birbiri ardına damaklarımızı taçlandıracak.

Yemekleri çok iyi birçok restoranda tatlılar biraz zayıftır. Nazende de ise öyle değil… Uluç Şef çoğumuzun bir çocukluk anısı olan, belki yıllardır yemediğimiz basit görünen pastane tatlısı Supangle’yi Belçika çikolatası kullanarak öyle bir yapıyor ki, parmakları yedirtiyor… Tabii dileyen restoranın taş fırınında pişerken kenarı hafifçe ateş görüp karamelize olmuş kaymaklı ayva tatlısını, dileyen de Gaziantep’ten, ünlü bir baklavacıdan günlük gelen mis gibi sadeyağlı burma kadayıfı tadabilecek.

Bu tip yemeklerin finalleri biraz zordur… Çünkü böyle büyük lezzet patlamalarının ardından, “vitesi” birden düşüremezsiniz. Narin ve zarif bir konyak, bu ağırlığın altında ezilebilir. Dolayısıyla “çivi çiviyi söker” prensibi doğrultusunda, hazmettirici içkiyi de ağırca ve tok içimli bir kategoriden seçmelisiniz.

Biz de öyle yapacak, kahveler höpürdetildikten sonra konuklara Türkiye’ye bu ay gelen seçkin bir Karayip romunu, Bumbu’yu sunacağız. Romlarının kalitesiyle ünlü Barbados adasından gelen meşe fıçılarda yıllanmış bu esmer rom, maruz kalacağımız lezzet fırtınasını bastıracak, gecenin sonunda damağımızda güzel bir tad bırakacak.

28 Ocak 2024 Pazar akşamı 18.30’da restoranda birer aperitif ikramıyla başlayacak yemeğimizin kontenjanı sadece 40 kişi ile sınırlı. Rezervasyon 0212 237 01 12 – 237 01 17 ya da 0545 353 96 70 no’lu telefonlardan yaptırılabilecek, kişi başı katılım bedeli ise 4.000 TL olacak.

Yine bir Gusto Kulüp Yemeği’nde, lezzetli aperitif ve dijestiflerin, enfes yemeklerin, güzel içkilerin tadlarını birlikte çıkarmak, en önemlisi de özgün bir mekânda, uygar insanlarla uygar bir ortamın keyfine birlikte varmak dileğiyle…

Mehmet Yalçın


Nazende Cadde
Sembol apt. No: 13/A
Caddebostan Plaj Yolu Sk.
Caddebostan / İstanbul
Tel: 0533 617 02 68